Dün yayımlanan HSK kararnamesi ile 506 hakim ve savcının yeri değiştirilirken yapılan atamalardan bir tanesi ‘adalette güzel şeyler de olmuyor değil’ yorumlarının yapılmasına neden oldu.
2021 yılında Kadıköy-Tavşantepe metrosunda bıçaklı bir saldırganın kadınları tehdit ettiği olayda, savcı Fatmagül Yörük hakimliğe gönderdiği sevk yazısında adeta hukuk dersi vermişti. Savcı Yörük, dün HSK tarafından yapılan atamalarda Marmaris Başsavcılığına getirildi. Böylece savcı Fatmagül Yörük savcılıktan başsavcılığa terfi ettirilmiş oldu.
İSTANBUL METRO SALDIRGANI KARARIYLA GÜNDEM OLMUŞTU
2021’de Kadıköy-Tavşantepe metrosunda Emrah Yılmaz isimli saldırgan, yaşlı bir kadını maskesinden dolayı taciz etmiş araya giren genç bir kadını da bıçakla tehdit etmişti. Ettiği küfürler ile herkesin tepkisini çeken Emrah Yılmaz tutuklanmıştı.
Emrah Yılmaz’ın bu eylemi kadar onunla tutuklama kararında imzası olan savcı Fatmagül Yörük gündeme oturdu. Yörük’ü gündeme taşıyan ise tutuklanma gerekçesinde yazdıkları oldu. Dönemin Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün de tebrik ettiği Savcı Fatmagül Yörük gerekçede şunları yazmıştı;
“ŞÜPHELİNİN EYLEMİ TÜM KADINLARIN ÖZGÜRCE YAŞAMA HAKLARINA SALDIRIDIR”
Şüphelinin yolcularla dolu vagon ve platformdan elindeki bıçağı teşhir ederek dolaşmasının halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit suçuna vücut vermesi şeklinde değerlendirildiği sevk yazısında vurgulandı. Sevk yazısında “Kent yaşamında insanların topluca bir anda bulundukları etkinlik alanları, rekreasyon alanları, toplu taşıma araçları ve durakları ile buna benzer yerlerin kişilerin can, mal ve cinsel güvenlikleri açısından daha emin mahaller olduğu kabul edilir. Bu yerleşik sosyal kabul ile şüphelinin eyleminin yalnızca tartıştığı müştekilere yönelik değil o anda trende ve platformda bulunan yolcuların, hatta tüm kadınların özgürce yaşama, sokakta bulunma ve hayatlarına devam etme haklarına saldırıdır” ifadeleri kullanıldı.
“KADINLARIN YAŞAM HAKKINA SAHİP ÇIKMAK TÜM TOPLUMUN ASLİ GÖREVİDİR”
Sevk yazısında “Sokaklar, metrolar, korku dolu değil; güven dolu olmalıdır. Şiddet ise önce dilde başlar sonrasında eyleme döner. Olayda en çok dikkat çeken şeylerden biri de şüphelinin küfürleridir. Küfür, şiddettir. Şiddeti yasaları uygulayarak engelleyebiliriz. Kadınların yaşam hakkına sahip çıkmak ve kız çocuklarına güvenli bir gelecek bırakmak tüm toplumun asli görevidir. Bireylerin toplum yaşamının akışına duydukları güvenin örselenmesi ceza, adalet sistemi ve sosyal açıdan onarılması güç zararlara yol açacaktır. Bu değerlendirmeler ışığında şüphelinin ”Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit” suçunu ihlal ettiği kanaatine ulaşılmıştır” ifadeleri kullanıldı.