Trump’ın 100 günlük iktidarlığının piyasaya etkisi: Yatırımcılar ABD’de kalıcı zararın olmasından endişeli

“`html

Piyasalarda Yükseliş İyimserliği, Ancak Endişeler Devam Ediyor

Son dönemdeki piyasalar, özellikle ticaret müzakerelerindeki iyimserliği ile desteklenen önemli yükselişler yaşadı. Ancak yatırımcıların, varlık fiyatlarındaki toparlanmanın sürdürülebilirliği ve gerçek gücü konusunda endişeleri sürüyor. Birçok yatırımcı, ABD varlıklarına yoğunlaşmadan önce uluslararası portföylerini çeşitlendirmeye yönelik adımlar atarak belirsizlikten korunuyor.

Endekslere Düşüşlerden Geri Dönüş

Charles Schwab & Co. baş yatırım stratejisti Liz Ann Sonders, “Bu durumun ABD piyasalarına ve genel ekonomik yapıya kalıcı bir zarar verip vermediğini değerlendirmek zor; henüz net bir yanıtımız yok,” açıklamasını yaptı. “Ancak ticaret ve diğer alanlarda güvenilirliğimiz sorgulanıyor,” diye ekledi.

Ticaret konusunda son zamanlarda yaşanan olumlu gelişmeler, hisse senetlerinin 2 Nisan seviyelerine yaklaşmasına ve doların kısmi bir toparlanma yaşamasına neden oldu. Ancak Trump’ın 20 Ocak’taki yemin töreninden bu yana yaklaşık 100 günde S&P 500 .SPX yüzde 8 gerilemişken, dolar endeksi =USD de yüzde 9 oranında düştü. 30 Nisan, Trump’ın görev süresinin 100. günü olarak kaydedilecek.

Yatırımcılar, Trump’ın küresel ticaretin yapısını değiştirmesinin ABD ekonomisine olumsuz etkiler yapabileceğinden ve ekonomik dengeleri bozabileceğinden endişeliler. Bunun yanında, ABD Federal Rezerv Başkanı Jerome Powell’a yönelik eleştiriler de yatırımcılar arasında kaygı yaratmış durumda.

Citadel’in CEO’su Kenneth Griffin, Çarşamba günü Semafor’da düzenlenen bir konferansta, “Bir markaya sahipseniz, ona saygı göstermeniz gerektiğini unutmamalısınız,” dedi ve yönetimin ABD Hazine tahvillerinin potansiyel değer kaybını konusunda dikkatli olması gerektiğini vurguladı.

Beyaz Saray Sözcüsü Kush Desai, Trump yönetiminin ABD dolarının değer ve itibarını koruma taahhüdünde bulunduğunu bildirdi.

Desai, “Başkan Trump’ın göreve gelmesinden bu yana, TSMC, Apple ve Roche gibi sektörün öncülerinin yaptığı trilyonlarca dolarlık yatırım taahhütleri, bu yönetim döneminde ABD ekonomisine duyulan güvenin hâlâ yüksek olduğunu gösteriyor,” ifadelerini kullandı.

Doların Gücü Korunuyor

Stratejistler, ABD varlıklarından yeniden tahsis yapılmasına dair birkaç işaret bulsalar da, ABD hegemonyasında ciddi bir gerileme olup olmayacağı yönünde farklı görüşler öne sürülüyor.

Exante Data kurucusu Jens Nordvig, perşembe günü yayınladığı notta, “Varlık dağılımlarında yapısal bir değişim yaşandığı” görüşüne yer verdiğini belirtti ve dünya genelindeki yatırımcıların “alternatif rezerv para birimleri arayışında olduklarını” vurguladı.

Nordvig, ABD dolarının rezerv para birimi pozisyonunu kaybetmesini beklemese de, “Bu durum, farklı yatırımcıların ABD dolarına maruziyetlerini azaltma çabaları içinde olabilecekleri anlamına geliyor,” dedi.

Dolarizasyon karşıtı bir eğilimin ne kadar sürdüğünü analiz etmek isteyen yatırımcılar, dolar cinsinden tutulan küresel döviz rezerv oranlarını ve doların global ödemelerdeki payındaki değişimleri dikkatle izleyecekler. Ancak analistler, kesin bir sonucun elde edilmesinin muhtemelen uzun zaman alacağını belirtiyorlar.

Uluslararası Para Fonu (IMF) verileri, çeşitli merkez bankalarının elindeki yabancı varlıkların christen döviz rezervlerinde, ABD doları varlıklarının payının 2024’ün dördüncü çeyreğinde, 10 yıl önceki %66 seviyesinden %57,8’e düştüğünü ortaya koydu.

Çeşitli Yatırım Araçlarına Yönelim

Columbia Threadneedle Investments portföy yöneticisi Gary Smith, “Jeopolitik belirsizlikler, bazı merkez bankalarını dolardan uzaklaşarak çeşitlendirmeye zorlayabilir,” dedi.

Piyasa dinamikleri, 29 trilyon dolarlık ABD Hazine tahvili pazarında yabancı yatırımcıların satış yapma potansiyeline dair kaygılara yol açtı. Ancak analizler, bu yönde somut bir kanıt bulunmadığını gösteriyor.

Oxford Economics, perşembe günkü raporunda, piyasalardaki hareketlerin “her kesimden yatırımcının” ABD varlıklarından uzaklaştığını doğruladığını belirtti.

New York merkezli makro hedge fonu Tolou Capital Management’ın CEO’su Spencer Hakimian, fonunun altın tahsisatını artırırken uzun vadeli Hazine tahvillerindeki payını azalttığını, zira “dolar cinsinden güvenli varlıklar için bir güven krizi oluştuğuna inandıklarını” ifade etti.

Lazard varlık yönetimi CEO’su Evan Russo, bu yılın geri kalanında portföylerin ABD’den uzaklaşarak yeniden denge kazanmasını beklediğini aktardı.

Russo, “Küresel yatırım hala önemli bir tartışma konusu olmaya devam edecek,” dedi.

Antigua’da uluslararası vatandaşlık danışmanlığı sağlayan APEX Capital Partners’ın başkanı Nuri Katz, yüksek net varlıklara sahip bireylerin endişeli bir şekilde finansal varlıklarını ABD dışında çeşitlendirmek istediklerini, bu talebin her geçen gün arttığını belirtti.

Kredi Kuruluşlarından Görüşler

Goldman Sachs, perşembe günü yayınladığı araştırma notunda, yabancı yatırımcıların Mart ayının başından itibaren yaklaşık 60 milyar dolarlık ABD hissesi sattığını bildirdi ve bu satışların büyük ölçüde Avrupalı yatırımcılar tarafından yönlendirildiğini öne sürdü. Barclays da benzer bir rapor yayınlayarak uluslararası yatırımcıların ABD varlıklarını terk ettiğini belirtse de, “ABD hegemonyasının tersine dönmeye başladığına dair fazla kanıt olmadığını” ekledi.

ABD’de uzun süreden beri gerçekleşen aşırı performanstan sonra ortaya çıkan yeniden dengeleme, kısmen bazı satışları açıklayabilir.

Callan Family Office’tan Todd Rabold, “ABD doları yakın zaman önce çok yüksek değerlere sahipken, şu anda daha makul bir düzeye geri döndüğü iddia edilebilir,” dedi.

Morgan Stanley Yatırım Yönetimi Araştırma ve Çok Varlıklı Grup Başkan Yardımcısı Jitania Kandhari, ABD hisse senetleri ve doların değerlemelerinin, Trump yönetiminin gümrük tarifelerinden önceki döneme bile gerilim yarattığını ifade etti.

Bazı uzmanlar, ABD’den çıkışların geçici olabileceğine inanıyor; zira ABD’nin piyasa büyüklüğü ve likiditesi, alternatif yatırım noktalarının çekiciliğini azaltmaya devam edecektir.

Küresel makro hedge fonu NWI Management’ın yönetici direktörü Tara Hariharan, “ABD istisnacılığının” temel unsurlarının sağlam kaldığını vurguladı. “Zamanla, yapısal reformlar ve iş dostu politikalar ABD’nin rekabetçi avantajlarını artırmalı ve küresel sermaye için bir çekim merkezi olmaya devam etmelidir,” şeklinde görüş bildirdi.

“`

Related Posts

Hırvatistan’da yeni enflasyon oranı açıklandı

Hırvatistan’da Nisan 2025 enflasyon oranı, önceden açıklanan yüzde 3,1’den yüzde 3,2’ye revize edildi. Bu oran Mart ayı ile aynı seviyede kaldı ancak Kasım 2024’ten beri en düşük seviye olarak kayda geçti. Hırvatistan İstatistik Kurumu’nun verilerine …

Dışişleri Bakanı Fidan, Fransız mevkidaşı Barrot ile Antalya’da görüştü

Bakanlığın X’teki hesabından yapılan paylaşıma göre Fidan, NATO Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı kapsamında Fransız mevkidaşı Barrot ile Antalya’da görüştü. https://twitter.com/TC_Disisleri/status/1923017573995593808

Yabancı aralıksız 4 haftadır hisse alıyor

Yabancı aralıksız 4 haftadır hisse alıyor

Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi yıllık yüzde 27,50 arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2025 Nisan ayına ilişkin Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi (Tarım-ÜFE) verilerini açıkladı. Buna göre endeks, yıllık bazda yüzde 27,50 artarken, bir önceki aya göre ise yüzde 0,45 düşüş gösterdi.

Altının gramı 4 bin 69 liradan işlem görüyor

Altının gramı, güne yükselişle başlamasının ardından 4 bin 69 liradan işlem görüyor. Dün, ons fiyatındaki düşüşe paralel değer kaybeden altının gram fiyatı, günü yüzde 2,7 azalışla 4 bin 33 liradan tamamladı. Çeyrek altın 6 bin 750 liradan, Cumhuriyet altını 26 bin 910 liradan satılıyor.

Türk iş dünyasında Çin ithalatı endişesi

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Çin’in ABD pazarında yaşadığı kaotik durumdan dolayı birçok ülkeye daha sert politikayla bir süreç yürüttüğünü belirterek, “Çin fiyat düşürüyor, vade veriyor. Çinli geliyor bazen 60 ay vadeli, TL bazında makina satıyor. Buna hangi üretici dayanabilir? Bu durumda hangi alıcı bankadan kredi alıp makina alır?” dedi.